5 Ekim 2017 Perşembe

Yara Bandı


Yeni bir sayfa yeni başlangıçlar ve dupduru bir sonbahar,
düşmekten bıkmayan,yenilmeden,yorulmadan musmuutlu olalım istiyorum.Sonbahar enerjimizi vakumlayamadan,depresyonlara, griplere yakalanmadan miss gibi günler geçirelim .Elimizde  çayımızla  sıcacık evimizde yağmurun sesini dinleyelim,hayatımızdaki eksiklere değil de artılara yoğunlaşalım istedim.Bu yüzden depresyonla başa çıkmak için yapılabileceklere bakalım.
.-Olumlu düşünmek,hayattaki güzel şeylere yoğunlaşmak
-Öğün atlamadan sağlıklı beslenmek beden sağlığınız ruhunuza ruh sağlığınız bedeninize yansır
-Kafeinli içecekler yerine bitki çayları taze meyve suları tüketmek
-Bir mutluluk listesi hazırlayıp sizi nelerin mutlu ettiğini listeleyip listeden maddeler seçip yapın.Bu arkadaşlarınızla görüşmek de olabilir,güzel bir film izlemek de yürüyüş yapmak da size kalmış
-Egzersiz,yürüyüş yapmak
-Severek yapacağınız bir hobi,fotoğraf çekmek,resim yapmak,enstrüman çalmak gibi..
-Bir bitki alıp büyütmek
-Evdeki eski eşyaları dönüştürüp yenilemek
-Su içmek
-Yatarken kalın yorgan kullanmak tuhaf geliyor ama uyku sorunlarına ve anksiyeteye iyi geldiği görülmüş
-Güvendiğiniz biriyle sıkıntılarınızı paylaşmak
-Aktivitelere katılmak
-Odanızda görebileceğiniz bir yere yara bandı koymak
yara bandı biraz farklı geldi biliyorum;ama söylediğimde ciddiyim.Yorulduğunuzda çıkmaza girdiğinizde,yaralarınız ruhunuzu acıtmaya başladığında size onu sarabileceğinizi hatırlatan bir yara bandı.Şimdiye kadar mutlaka hepimiz sıkıntılar yaşamışızdır,üstesinden bir şekilde gelip başka sıkıntılar yaşadık belki;ama atlattık o yüzden yaralarımızı saracak güce sahibiz bunu  unutmayın;ama her yarayı sarmaya yara bandı yetmez o yüzden öyle durumlarda uzman desteği almayı ihmal etmeyin derim:)

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Düşler Ülkesi


Herkesin imtihanı farklıdır,bazı insanlar görünüşleriyle imtihan olurlar bazı insanlar aileleriyle bazıları işiyle ve dahası ortak olan herkesin bir imtihanı olmasıdır.Herkesin zorlandığı,üzüldüğü şeyler vardır.Hayatımızdaki zorluklar bazen bizi yorar ve başka bir dünyaya  ihtiyaç duyduğumuz zamanlar olur.Belki başka bir şehir,başka bir ülke,başka bir gezegende olmak isteriz.Bazen zamanı geri ileri alma senaryoları kurarız.Bir sürü hayal kurar ve çokça hayal kırıklığı yaşarız.
Dünyanın sahte gerçekliği zaman zaman beni de  bunaltıyor ve o zamanlar içimdeki hiç susmayan çocuk konuşmaya başlıyor.Keşke masal kahramanı olsam derken buluyorum kendimi.
Hiçbir masal kötü bitmez değil mi?İmkansız şeyler kolayca oluverir,kabak arabaya dönüşür,lambadan cin çıkıp dilek hakkı verir,halılar uçar,kurbağa prense dönüşür,çikolatadan camları şekerden evlerde gezersin harika değil mi?Gerçeklikten uzak hayal dünyasına biletim olsun isterdim düşünsenize ne kadar güzel...

Peki ya masallar masal kahramanları üzülür mü derken aslında en çok onların üzüldüğünü fark ediyorum düşünsene külkedisisin babanı anneni kaybetmiş,üvey anne ve kardeşlerinle kötü bir biçimde yaşamaya mahkumsun başka çaresi yok,pamuk prensessin katil tutulmuş,tanımadığın insanlarla yaşamak zorundasın ve cadı seni zehirli elmayla zehirliyor,rapunzelsin ama bir kulede kalmak  zorundasın..Komik ya da klişe gelebilir ama  mutlu sonlar kolay kazanılmıyordu demekki ve masallar bile kusursuz değildi.Mutlu olma yolunda masallarda bile zorlu yollardan geçiliyordu.Kötü olaylar,kötü yaşantılar sadece kötülerin başına gelmiyordu.Yani  bence kusursuz hayatlar kusursuz yalanlardan ibarettiZaten bizler hata üstüne hata yapan kusurlu varlıklarken kusursuz bir hayat beklemememiz tam bir paradoks değil mi?

Her zaman her şey hayallerimizdeki gibi olmaz masallar da öyle,sabırla mutlu sonu beklememiz lazım galiba er ya da geç geleceğini umarak...

8 Ağustos 2017 Salı

Kendi Yolumda

                     




Müzik,terapide kullanılabilecek etkili yöntemlerden biri.Bunun bazen bizim ifade edemediklerimizi bizim yerimize birinin anlatıyor oluşuna bağlıyorum.Müzik ruh halimizi,duygu durumumuzu doğrudan etkileyebilir,bu durumu lehimize de aleyhimize de çevirmek bizim elimizde...
Doğumda,çocuklukta,yaşlılıkta,rehabilitasyonda,hormon durumları ve stres anlarında doğru kullanıldığında etkisi muh-te-şem olmuş.Müzik çocukların duygularını ifadesinde ve iletişim yeteneğinde de öneme sahip.hatta prematüre bebeklerin daha çabuk kilo aldığı gözlenmiş.Hastane ortamında hastaların çabuk iyileşmesinde rol oynamış.Şizofreni,madde kullanımı,anksiyetede kullanılan hatta geçmişe dayanan terapi biçimidir müzik.Müzik aleti çalmanın da insanlara sağladığı yararlar uzar da gider,bir müzik aleti çalan yaşlıların daha sağlıklı olduğu gözlenmiş.Peki biz neden bunu lehimize çevirmeyelim?

Gevşemek için bir enstrümantal müzik listesi oluşturabilirsiniz.Size kendinizi iyi hissettirecek ve olmak istediğiniz yerlere götürecek türler,içinde dalgaların seslerini kuş cıvıltıları olan müzikler olabilir tercih sizin. Bunların dışında mutlu hissettiren,rahatlatan şarkılar da olabilir. Mesela ben insanların fikirlerini gereğinden fazla düşündüğüm zamanlarda Athena -Ben Böyleyim dinlerim.Bana hata yapmaktan korkmanın lüzumsuzluğunu,insanların düşüncelerine fazla takılmamak gerektiğini  hatırlatıyor ve bana bir güven aşıladığını hissediyorum.

 En çok hatayı hata yapmaktan en çok korkanların yaptığını fark ettim neredeyse her konuda.Aslında kötü olan hata yapmamak değil, ders çıkarmamak klişe ama böyle..Düştüğümüz en büyük çukurun diğer insanların düşünceleri olduğunu fark ettim.Bazen ne düşünürler ne derler diye korkarak yanlış kararlar verip pişman olabiliyoruz ve onlar bir şeyler söylemeye devam ediyorlar.Bazen insanların fikirlerini dinleyelim derken  kendi iç sesimizi duyamıyoruz.Herkes her zaman bir şeyler söyler ve herkesi her zaman memnun etmek maalesef mümkün değil.Tek doğru yok,o yüzden en doğrusu içimize sinen, bizi rahat hissettiren olmalı.Hiç hata yapmadan büyüdüm hiç düşmeden kalktım diyebilir miyiz?Biz hatalarımızla güzeliz,önemli olan her düştüğümüzde daha güçlü kalkıp sağlam adımlar atabilmemiz.Zaman korkularımızla yüzleşme zamanı,zaman kendini dinleme zamanı.Bence önce kalbinizin sesini, sonra sizi rahatlatan sesleri dinleyin.
Hayat benim her anımı yaşadıkça sevesim var, aldırmam hiç yağmurlaraaa benim güzel hatalarım vaar,  bir an bile vazgeçmedim kendi yolumdaaan diyerek ben de bu şarkıyı size armağan ediyorum:)





30 Temmuz 2017 Pazar

Mutluluk bir alıskanlıktır



Merhabalaar uzun bir aradan sonra  ancak gelebildim :)
Bu yazı alışkanlık kazanmak adına yapabileceklerimizle ilgili bir yazı olsun istedim.Bu konuda psikosibernetik çerçevesinde yapılabilecekleri yorumladım.
Sibernetik :İnsani müdahaleye gerek duymadan verilen görevleri yerine getirip ona göre hareket etmesini sağlayan sistemler üzerine yoğunlaşan bir bilim dalıdır.Mühendislikte  kullanılan bu kelimenin psikosibernetik  hali üzerine yazacağım, bu sefer de insanın alışkanlık kazanma aşamasında ve sonrasında müdahaleye gerek kalmaksızın görevlerini yerine getirmesi yani güdüm bilimi hali üzerine.
 Maltz'a göre beyin bir hedefe sahip olduğunda yoğunlaşıp o hedefe yönelmekte bu yoğunlaşma da tekrar etmekte,tanımlanmış hedef olmazsa beynin enerjisi boşa harcanmaktadır.Hedef beyne enerji olarak dönüyor o da size.Hedefiniz sporu hayatınıza katmak da olabilir ,ders çalışmak da  başka bir şey de..*Bir hedef belirlemek*

Her zaman olduğu gibi alışkanlık kazanmakta da ilk adım yapabileceğinize inanın.Kendinizi olduğunuz gibi kabul edin.Kimsenin kendinizi kıymetsiz hissettirmesine izin vermeyin;çünkü çok kıymetlisiniz.*Kendinizle barışık olmak*
Hedefinize sıkıca tutunun inanırsanız  başarabilirsiniz.
Alışkanlığı  kazandıktan sonra hayatında değişecek güzel şeyleri düşünüp ve hayalini kurabilirsiniz.*Başarabileceğinize inanmak*

Her şeyden önce mutlu olmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.Bu sevdiğiniz bir arkadaşınızla görüşmek olabilir,bir kahve içmek,salıncakta sallanmak olabilir size kalmış.Sizi nelerin mutlu ettiğini fark edip  her gün bunlardan birini yapabilirsiniz.*Mutluluğu alışkanlık haline getirmek*

Yapılan araştırma  21 günün alışkanlık kazanmada oldukça etkili olduğunu göstermiş.
Hedef belirlediniz hedefiniz günlük 20 sayfa kitap okumak diyelim.O gün okudunuz duvara ''1''yazan kağıdı asıyorsunuz, ikinci gün 2 derken 21'e kadar devam.Diyelim ki 10 gün okudunuz 11. gün okumadınız  hopp  baştan başlıyoruz, her ara verdiğiniz gün başa dönmeniz gerekiyor.
Bu süreçte ve daima, kendinizi ödüllendirmeyi ihmal etmeyin ve alışkanlığınızı hayatınızın geri kalanında da devam ettirmeye gayret edin.21 günün etkisini denemek isterseniz küçük kağıtlar,tablo,bileklik ne kullanabilirsiniz tercih sizin. Kontrol sizin elinizde vazgeçmek de hayatınıza katmak da sizin kararınız ve isterseniz başarabilirsiniz mühim olan ne kadar istediğiniz...


29 Haziran 2016 Çarşamba

Her İşte Bir Hayır Vardır


Bugün size hayatımın en önemli cümlesinden bahsetmek istiyorum 
HER İŞTE BİR HAYIR VARDIR.
Öyle zamanlar gelir ki neden başımıza geldiğine anlam veremeyiz,kendimizi şanssız hissederiz ve olumsuzluklara kapılırız o zamanlarda bu sihirli cümlenin etkisi müthiş.Bunda nasıl bir hayır olabilir dediğim olaylarda çıkan hayra hayranım.Geleceği bilmek gibi bir yeteneğimiz yok, neyin hayırlı olacağını her zaman kestiremiyoruz.Size tavsiyem ümitsizliğe düşmeden önce bekleyin ve görün.

Sizinle okuduğum bir hikayeyi paylaşmak istiyorum:
Padişahın biri ava gitmeye çok düşkünmüş, ava her gittiğinde yanında vezirini de götürürmüş. Bir gün yine ava gittiklerinde av esnasında veziri kazayla padişahın bir parmağını kılıcıyla keser. Padişah acı içerisinde sitem ederken, vezir:
“Padişahım, her işte bir hayır vardır.” demiş. Padişah parmağının da acısının etkisiyle:
“Vezir! Bu işte ne hayır vardır ki?” diye sitem eder ve veziri zindana attırır.
Günlerden bir gün padişah yine ava gider. Yollarını insan eti yiyen bir kabile keser ve herkesi yakalarlar. Ama bu kabile bir kimsenin vücudunda bir noksanlık görünce o kimseyi yemezmiş. Padişahın çevresinde ki herkesi yerler sadece padişah kalır, onun da parmağı kesik olduğu için serbest bırakırlar. Padişah saraya döndüğünde muhafızlara veziri bırakmalarını söyler. Muhafızlar veziri zindandan aldıkları gibi padişahın huzuruna getirirler. Vezir şaşkınlık dolu gözlerle padişahı izlerken padişah vezirin boynuna sarılır ve af diler. Vezirine olan bitenleri tek tek anlatır:
“Nolur beni affet, sen benim hayatımın kurtulmasına vesile oldun, bense seni zindana attırdım.” der.Vezir:
“Padişahım, her şeyde bir hayır vardır. Siz canınızı sıkmayın ben sizi affettim. Sizin parmağınızın kesilmesi kadar benim de zindana attırılmamda hayır vardı.” der. Padişah:
“Sen benim hayatımın kurtulmasına vesile oldun, bense seni zindana attırdım hayır bunun neresindedir?” der. Vezir padişaha şu cevabı verir:
“Padişahım, eğer siz beni zindana attırmasanız ben de o gün ava sizinle gelecektim ve benim vücudumda hiçbir noksanlık olmadığından öldürülecektim. Bu sebeple sizin beni zindana attırmanızda da büyük hikmetler vardır.” der.

Sıkıtıya girdiğinizde unutmayın her sıkıntının sonunda refaha açılan bir kapı vardır,biz yeter ki sabretmesini bilelim.İyi bir hadise yaşadığımızda bir hayır arayacaksak ,sıkıntı geldiğinde bin hayır arayalım.Mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler...


22 Haziran 2016 Çarşamba

Farkındalık





Merhabaalaar öncelikle işe yukardaki videoyu izleyerek başlamanızı tavsiye ediyorum.Çağımızın en büyük sıkıntılarından biri olan memnuniyetsizlik,ne yapsam mutlu olamıyorumların çaresinin farkındalık olduğunu düşünüyorum onun için size bir liste hazırladım bu listedekilerin yanına ''+'' ya da''-'' koymanızı istiyorum.Listenin bazı maddelerini zaten herkeste var diyip,basit düşünmeyin bunlara sahip olamayan ve buna rağmen mutlu olan insanlar var .Mutlu olmanıza engel olan neymiş bakalım.Hadi başlayalım:

Eğer şuan bu yazıyı okuyorsanız gözleriniz gördüğü için bir artı koyarak başlayın.
EĞİTİM,Okuma yazma biliyorsanız,liseyi bitirecek yada bitirmiş düzeyde iseniz  bir + daha
ARKADAŞ,Sizi sevdiğini düşündüğünüz,bir arkadaşınız varsa,
AİLE,sizinle ilgilenen bir aile bireyiniz varsa,
YEMEK,Yiyecek yemek bulabiliyorsanız,
RAHATLIK,Sizi tehdit eden bir durum ya da birileri yoksa
ENGEL,Herhangi bir bedensel engeliniz yoksa, 
UMUTgeleceğe dair az da olsa umudunuz varsa
PARA,İhtiyacınız kadar paranız varsa,
HAYAL,Kurduğunuz hayaller varsa,
SAĞLIK  ve en önemlisi sizi ağrılarla uyutmayan yada hep hasta hissetmenize sebep olan bir rahatsızlığınız yoksa bolca şükretmelisiniz.Eğer geleceğe umutla bakamıyor,hayal kuramıyorsanız hayatınızı gözden geçirmenizi ve hiçbir şekilde umutsuzluğa düşmemenizi öneririm neden mi?


Hiçbir zaman hiçbir şey için geç değildir :Tolstoy bisiklet sürmeyi öğrendiğinde 67 yaşındaydı.

Başarısızlıktan korkma,geri çekilme:İlk otomobili yapan Henry Ford başarıya ulaşmadan 5 kez iflas etti

İnsanların sana ne dediğine aldırma:Klasik ama Einstein'a gerizekalı dediler atomu parçaladı.

Geç değil:Mimar Sinan mimarlığa 50 yaşından sonra başladı.

İnsanlar senin hakkında 10 dakika konuşur sense bir ömür yaşarsın o yüzden hayal kurmaktan korkma, geleceğe umutla bak ve pes etme.


15 Haziran 2016 Çarşamba

Alice Harikalar Diyarında 2 - Aynanın İçinden




Film vizyona girdiği gün gidip izledik ve ben çok beğendim.Birinci filmini izlemeyenlere ya da çocuk filmi sanıp gitmeyenlere önerim izlemeniz ve sonra karar vermeniz.Gerçekten filmde çok hoş mesajlar var.Müthiş bir hayal gücü ile yapılmış ve Johnny Depp tatlı şapkacı olarak oyunculuğunu yine konuşturmuş.Johnny Depp her zamanki gibi role müthiş uyum sağlıyor.Ben genelde konusunu bildiğim  filmlerinin hayal ettiğim gibi olmayışına üzülürüm ama filmi çok beğendim tam da hayal ettiğim gibiydi.Alice tam da hayal ettiğim gibiydi oyunculuğu giyimiyle...Zaman kavramı bir insan gibi gösterilmişti ve filmde çok şirin espriler vardı.

Alice'in babası vefat ettikten sonra, durumlarını iyi hale getirebilecek olan bir ailenin çocuğu onunla evlenmek ister ve Alice bunu istemediği için kaçar kendisini Harikalar Diyarında bulur.Orada ailesinin öldüğünü zanneden şapkacı ailesinin yaşadığına dair iz bulunca heyecanlanır; ama ona kimsenin inanmayışına ve ailesini bulamayışına üzülerek hastalanır.Alice onun bu haline çok üzülür ve zamanı geri almak için uğraşır.Olaylar bu noktada başlar ve zamanda yolculuğa çıkar öğrendikleri onu çok şaşırtır ve bir sürü şey öğretir...

Filmden çıkardığım noktalara bakacak olursak

-Alice'in babası ölmeden önce birlikte imkansız 6 şey düşünerek güne başlaması, hayatıma uygulama aldığım bir nokta.

-Alice'in imkansızın varlığına inanmaması,inanırsan imkansız mümkün olur mesajı vermesi.

-Zamanı geri alsak da bazı şeyleri değiştirmeye gücümüzün yetmeyeceği mesajını vermesi 

-Kadınların da hayatta,işte çok iyi olabileceği  zorluklarla, fırtınalarla mücadele edebilmesinin mümkün olduğunun vurgulanmasını sevdim.

-Alice'in deliriyor muyum demesi üzerine,Şapkacı'nın  Alice' e ''Hayır sadece keçileri kaçırdın ama sana bir sır vereyim,bütün iyi insanlar böyledir demesi çok şirin.

-Zamanla ilgili yapılan espirilere bazıları basit olsa bile gülmeden duramadım :)

-Karakterlere baktığınızda sesleriyle gülüşleriyle bakışlarıyla muh-te-şemler,kırmızı kraliçenin gülüşü,kafasını kesin demeleri,şapkacının hal ve hareketleri,beyaz kraliçenin saflığı,Alice in kararlığı,duruşu çok güzel ,ben çok sevdim hatta bir daha olsa bile izleyebilirim :)