31 Aralık 2014 Çarşamba

TEBESSÜM

                    

Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garsona yüklü bir bahşiş bıraktı.
Garson, ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki... İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını iki günden beri ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.

Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman kalktı. Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.Bütün bunların hepsi, bir TEBESSÜM’ün sonucuydu...

23 Aralık 2014 Salı

Son Umut - The Water Diviner




Aylardır merakla beklediğim bir filmle buradayım :) Başrollerinde Russel Crowe,Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz var.Merak etmemek elde değil.Fragman da çok güzel olmuş.

Üç oğlunu savaşa gönderen Avusturalyalı çiftçi Connor,savaşın ardından oğullarını bulmak için yola koyulur.Connor'ın hedefi,haber alamadığı oğullarının izini bulabilmektir.Connor'ın İstanbul'da başlayıp, Çanakkale'ye hatta ülkenin çeşitli yerlerine gidişini ve yaşadıklarını temeline alan,gerçekten merak ettiğim bir film.Beklentimi karşılar mı bilmiyorum; ama kesinlikle izlemek istiyorum.

Film 26 ARALIK'ta vizyonda bilginize...


21 Aralık 2014 Pazar

KIRK ALTIN




Bu kış gündönümünü,okuduğumda çok beğendiğim Abdülkadir Geylani'nin bir anısıyla noktalamak istiyorum.

Abdülkadir Geylani,okul çağına gelince ilim öğrenme adına yollara koyulur.Annesi ona çok düşkündür ama söz ilimden açıldı mı boynunu büker.Rahmetli babasından kalan altınların yarısını kardeşine ayırır,yarısını astarının cebine diker.Ve ona:'Sakın yalan söyleme' der.İleride velilerin sultanı olacak küçük Abdülkadir,küçük bir kervanla yurdundan ayrılır.Bağdat'a doğru alınır.Dağlar,vadiler,çöller gerilerde kalır.Kervan epeyce yol alır;fakat yolda birbenbire kervanın önünü eşkıyalar kesiverir.Kervanda bulunan herkes donup kalır.Eşkıya merhamet bilmez adamlardan oluşmaktadır.Yolkesen,kervanları soyan,ne bulursa talan eden insanlardan...Kervanın önünde,bir duvar gibi duran kalabalık:'Kıpırdamayın ve neyiniz varsa hemen önünüze atın' diye gürler.Azılı eşkıya sürüsü ne varsa talan etmeye başlar.O sırada azılı haydutlardan biri,gelip Abdülkadir'in karşısında dikilerek:'Ey derviş kılıklı çocuk,senin de üzerinde bir şeycikler var mı?'der.Kendi küçük;fakat yüreği dağlardan büyük nur çocuk:'Var,kırk altınım var'.Eşkıya:'Git oradan,fakir çocuk,kırk altını sen rüyanda bile görememişsindir.'Haydutlardan bir başkası söze karışır:''Peki nerede altınların?''Abdülkadir'in verdiği cevap eşkıyayı daha bir hayrete sevk eder.''Koltuğumun altında, kaftanıma dikili.''Eşkıya derhal,kanlı pençesini çocuğun eteğine takıp gürler ve reisin yanına götürür,reisin yanında haydut başı sorar ve Abdülkadir aynı cevabı verir.Haydut başı,bir bıçak darbesiyle, Abdülkadir'in kaftanından altınları söküp alır.Reis hayretini gizleyemez ve sorar:''Ey çocuk nasıl oluyor da bunu bize söylüyorsun?''Abdülkadir Geylani tebessüm ederek:''Annem bana her işte doğru olmamı ve Allah'ın rızasını gözetmemi tembih etti.Doğruluk emniyet,yalancılık hıyanettir.Hıyanet edemezdim!''Gözünü ve yüreğini kan ve günah bürümüş eşkıya reisi beyninden vurulmuşa döner.Dakikalarca nur yüzlü çocuğun yüzüne bakar.O masum ifade,eşkıya reisinin taş kesilmiş yüreğini yumuşatır. Haydutun gözleri yaşarır ve birden yaşlar akmaya başlar:''Bakın,bu çocuk annesine verdiği sözde bu kadar vefa gösterir ve ona hıyanet edemezken,ben bunca zamandır Allah'ın emirlerine hıyanet etmekteyim.Vah bana!Yazık bana!İşte şu andan itibaren bütün kötülüklerime ve bütün günahıma tövbe ediyorum,bu güzel çocuk beni zulmetten nura çıkardı.Kalbi kayadan daha sert olan reisin bu hali, diğer şakileri de harekete geçirir ve kervanda kimden ne aldılarsa sahiplerine verip günahlarına tövbe ederler.
Kalpleri şimdi kadifeden daha yumuşak oluvermiştir.Buna sebep  de harika çocuğun doğru sözlülüğü ve ahdine sadık kalmasıdır...

                                                                                                                  

20 Aralık 2014 Cumartesi

DIGER YARIM



Dost candır.Sığınacak liman, ağlayacak omuzdur. Doğmamış kardeşindir. Gülerken kahkahan, ağlarken gözyaşındır. Derdini derdi bilen, derdine derman olandır. Seni duasının, kalbinin, aklının en güzel yerine nakşedendir.Sevgisinden emin olduğundur.Sadece mutlu anlarında senle olan değildir dost ; her anını sana adamaya hazır olandır. Zaman, onla anlam kazanır. Seni gelecek olan kötülüklerden, kalkan misali korur. O senin süper kahramanındır ve bir telefon uzağındadır. Seni, saatlerce bile dinlese sıkılmayandır. Hayallerini, birlikte yaşadığındır. Bir sürü insanın birleşse bile, yerini tutamayacağı insandır.Düştüğünde kaldıran değil,düşmene fırsat vermeyendir dost.

Her halinden anlar; duygularını, söyleyemediklerini, söyleyeceklerini bilir, hisseder. Her kelimesi şifa oluverir sana, iyi ki diye başlayan cümleler kurarken bulursun kendini. Birlikte her anınız şahane geçer, yaptığınız sıradan işler bile eğlenceli oluverir.Uzakta olduğunda yapacaklarınızın hayallerini kurmaya başlarsın. Bence insanın gerçek zenginliği sahip olduğu arkadaşlıklarla ve yaptığı fedakarlıklarla ölçülür.

Bir insanın bu hayattaki yolu ailesi ve dostları etrafında çizilir. Sahip olduğu dostluk gerçekse, hayatın gülen yüzüyle karşılaşır,değilse hep yarım kalır.

19 Aralık 2014 Cuma

Üçlü Kalemlik

 

 
 
Malzemeler
4 tuvalet kağıdı rulosu
Yapıştırıcı
Alimünyum Folyo
Makas
 
3 ruloyu birleştirip yapıştırıyoruz sonra folyoyla kaplayıp yapıştırıyoruz.O kururken, diğer ruloyu ortasından kesip kare taban yapıp onu da folyoyla kaplıyoruz ve üstüne diğer ruloları yapıştırıyoruz.
Not kağıtlarıyla süslüyoruz,kalemlik hazıır :D 
 

KUCUK SEYLER





Malzemeler
Boş biscolata kutusu :D
Alimünyum folyo
Yapıştırıcı
Makas
Not kağıdı
Kalem
Küçük çikolatalar
ve sürpriz yumurta

Öncelikle kutumuzu alimünyum folyoyla kaplıyoruz,tutmayan yerleri yapıştırıcıyla yapıştırıyoruz.Kuruyana kadar not kağıtlarına istediklerimizi yazıyoruz sonra notları kutunun üstüne yapıştırıp,içini çikolatalarla dolduruyoruz,işte bu kadaaar.

13 Aralık 2014 Cumartesi

YAGLI BOYA



Öncelikle merhabalaaar.Yağlı boya kursuna gidiyorum ve çok memnun olduğumu söyleyebilirim.Eğer resim yapmayı seviyorsanız,hataları kaldırabildiği için yağlı boyayı çok seviceksiniz.Hata kaldırabilmek derken;geç kuruduğu için rahatça düzeltme yapabilirsiniz.
Peki malzemeleri nelerdir?Ne, ne için kullanılır? derseniz...
Tuval:Üzerine resim yapılan kumaş
Neredeyse her boyuttan ve şekilden tuval bulmanız mümkün.
Şövale:Tuvali tutmak için kullanılan ayaklı ya da masa üstü satılan ahşap.

Palet ve fırça ikisini de alırken dikkat etmenizi tavsiye ederim; çünkü yağlı boya fırçası istediğinizde suluboya fırçası verebiliyorlar.Paleti alırken de,oyukları olan değil, düz bir palet almalısınız.Tuvale çizim yapmak için kuruboya.
Yağlı boya alırken, isterseniz büyük tüplerde ayrı ayrı alabilir ya da set halinde alabilirsiniz ki açıkçası ben set olanları daha çok sevdim.Daha çok rengi, daha uygun fiyata alabiliyorsunuz.Yağ resmi homojenleştirmek için çok önemli.Terebentinse fırçalardaki boya kalıntılarını temizlemek için kullanılan bir malzeme.Fırçayla işiniz bittikten sonra, bir küçük bir kavanoza ya da kaba koyduğunuz terebentine fırçayı batırıyorsunuz ve bezle(eski atletleri keserek yapabilirsiniz) temizliyorsunuz.Daha sonra sıcak su ve sabunla temizleyebilir ya da fırçaları temizlemek için satılan temizleyicilerden kullanabilirsiniz.Alüminyum folyoyu şövaleye boya bulaşabilecek yerlere kapatmayı unutmayın.Resme başlamadan önce masanıza ve bulaşabilecek yerlere gazete serin ve önlük takın.Islak mendili de yanınıza almayı unutmayın.Malzemeleriniz için büyük bir kutu alıp,eşyalarınızı orada toplamanızı ve işinizi kolaylaştırmanızı tavsiye ederim:) Malzemeleriniz aldığınız markaya,ve malzeme sayısına göre değişiyor ama 150 tl'yi gözden çıkarmanızı tavsiye ederim :)

10 Aralık 2014 Çarşamba

My name is KHAN




My name is Khan, çok beğendiğim filmlerden bir tanesi.

                 Film Asperger Sendromlu Müslüman bir adam ve çocuklu bekar Hindu bir annenin aşk hikayesinden başlayarak, 11 eylül sonrasında Müslümanların ABD'de karşılaştıkları zorlukları ve insanların onlara karşı tutumunu içeriyor.

Khan çok sevgi dolu, düşünceli, akıllı bir karakter. Gerçek manada kişilik sahibi olan Khan'a hayran kalmamak elde değil. Burada Khan'ın haklı mücadelesi var.Müthiş bir karakter, Müslümanların terörist olmadığını kanıtlamak için haykırıyor: ''Benim Adım Khan ve ben terörist değilim'' diyor.Çok duygusal, çok güzel bir film.Takdire şayan bir mücadele,bir insanlık öyküsü. İzlemediyseniz, kesinlikle izleyin derim.

Konu ne olursa olsun genelleme yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kendine Müslüman diyen teröristlere bakılarak bütün Müslümanlar terörist denilmemeli ,denilemez de ; çünkü İslam mükemmeldir, kusurlu olan insandır. İslam insanlara barışı, sevgiyi, paylaşmayı öğütler, terörü değil.Filmde de dediği gibi sadece iki tür insan vardır : İyi şeyler yapan iyi insanlar ve kötü şeyler yapan kötü insanlar.İşte insanlar arasındaki tek fark budur...



9 Aralık 2014 Salı

BİR VARMIS BİR YOKMUS



Bu resmi, o muhteşem kitabı okuduktan sonra çizdim ve kendime bu kitabı daha önce okumadığım için çok kızdım.Bu kitabın çocuk kitabı sayılması saçma;çünkü yetişkinlerin bu kitaptan öğreneceği çok şey var. 
Kitap bir pilotun Sahra çölüne düşmesi ve tatlı prensimizle karşılaşmasıyla başlıyor ve çok güzel tespitleri içinde barındıyor. Mesela'' Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: “Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: “Yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. O zaman: “Aman ne güzel!” diye bağırırlar.'' Ne kadar doğru değil mi? 
         Hayal kurmak zihnimin bana armağanı,eğer yetişkinlik mantıklı olmak; hayal kurmamaksa çocuk kalmak isterim ben.Büyümek sıkıcı olur çünkü....Küçük Prens'in de dediği gibi insan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.
Kitabı okumayanlar kesinlikle okumalı.2015 de filminin çıkacağını duydum bilginize :)
      

8 Aralık 2014 Pazartesi

HAYATIN TADI




Belki de, yetimhanede kalan 6 yaşındaki çocuğun ayakkabıya kavuşmasıdır mutluluk. Bu fotoğrafı gördüğümde kıymetini bilmediğim çok şey olduğunu fark ettim;rengi uysun diye aldığım ayakkabıyı,çantayı ve daha nicesini  ve hiçbirini aldığımda bu kadar sevinmediğimi...Şükretmemiz gereken o kadar çok şey gizli ki bu siyahına beyaz düşmüş fotoğrafta... Fotoğrafın karasını gülümsemesiyle aydınlatmış bu güzel çocuktan öğrenmemiz gereken çok şey var. 

Her şeyimiz var.Güzelliğiyle çirkinliğiyle dünyayı gören gözlerimiz,kalem tutan,hakka uzanan ellerimiz...Çok kıymetli lütuflar bunlar... 
Şehrin gürülüsünü de kuşların cıvıltısını da duyabiliyoruz.Bizi canından daha çok seven annemizin kokusunu doya doya içimize çekebiliyoruz.Başımızı sokabildiğimiz bir evimiz, yiyecek yemeğimiz,bizi düşünen ailemiz,bize değer veren,seven dostlarımız var.Biz insanlar kaybetmeden bilemiyoruz çoğu şeyin değerini,avuçlarımızın arasından kaymadan fark edemiyoruz ne yazık ki...
Hastalandığımızda ne kadar çaresiz kalsak da,iyileşince unutuyoruz sağlığın kıymetini...Gülmenin kıymetini;gözyaşları içinde boğulmadan anlayamıyoruz,aç kalmadan fark edemiyoruz yemeğin lezzetini ...

Unutmamalıyız bunların imtihandan ibaret olduğunu.Sahibi olduğumuz her şeyden hesaba çekilebiliceğimizi,sustuklarımızdan çok konuştuklarımızdan sorumlu olduğumuzu...
Şükretmeliyiz sahip olduğumuz ve olamadığımız her şey için...

7 Aralık 2014 Pazar

MUTLULUK

  

Bu resmi çok seviyorum. Mutluluğun somut hali budur belki de...

Bu resme ne zaman baksam ailemi hatırlarım. Annemi; bana olan şefkatini, sevgisini fedakarlıklarını... Babamın  çok çalıştığı için nadir gördüğüm fedakar çehresini...Ablamla gezmelerimi, gülmelerimizi, ablacığımın koşulsuz cömertliğini...Abimi hatırlarım söyledikleri genelde çıkan, canımı .

O yüzden bu resmi bir başka seviyorum, her baktığımda kendimden parçalar buluyorum. Bulduğum parçalar bazen tebessümüm oluyor bazen hüznüm...

Mutluluk ,yaşadığı anın değerini bilenlerindir.Dünyanın da , içindekilerin de geçici olduğunu bilenlerin sahip olabileceği mücevherdir. Elinde olmayanlara değil, olanlara kanaat edip ,kıymetini bilenlerindir. Hırsının , nefretinin kölesi olanın alamayacağı bu mücevher huzura gebedir...

Kıymetini bilmeli bugünün, dert etmemeli dünyalık işleri ve her şeye biraz gülmeli :)