Bu yazıyı yazmak için sayfayı açtığımda; ne yazacaktım diyecek kadar bende de var maalesef.Çağımızın sorunlarından biri de bu. Ben en çok maruz kaldığımız radyasyona bağlıyorum aslında...Televizyon başından kalkıp, bilgisayarın başına geçiyoruz sonra da telefona. İnternete diyalize bağlanır gibi bağlanmış durumdayız. İnternet bağımlılığı diye bir hastalık bile varmış. Etrafınıza bir bakın, artık bizler buluştuğumuzda birbirimizin yüzünden çok telefonlarımıza bakıyoruz. Artık değişti biz insanların değerleri,beklentileri...
Unutkanlık çağımız için kaçınılmaz aslında.Bunu nasıl azaltabiliriz diye düşünme peşindeyim açıkçası.Her şeyden evvel telefon, televizyon, bilgisayar üçlüsünü azaltmakla ya da birini bırakmakla başlayabiliriz aslında. Haftanın bir gününü sosyal aktivitelere ayırıp bugün bilgisayarı ve televizyonu açmayacağım diyerek bir deneme yapabiliriz aslında.Vaktimizi daha çok bizi geliştirecek başka etkinliklerle doldurabiliriz. Güzel vakit geçireceğimiz hobi, keşfedeceğimiz farklı mekanlar olabilir elbette. Kitap okumanın unutkanlığa iyi geldiğini düşünerek kitap okumak gerektiğini de söylemeliyim.Hayat koşuşturmacasında yeri geldi sağlığımız dışında her şeye dikkat eder olduk.Bu fastfood furyası da bunun bir parçası aslında...Beslenmemize zihnimizin güçlenmesi için ayrıca dikkat etmemiz gerek. Sağlık her şeyin başında gelir,gelmeli.
Peki ne yapabiliriz? Öncelikle beslenmemize dikkat edeceğiz. Balık, ceviz, yaban mersini, tahıl, kırmızı et tüketimi son derece önemli.Hareketsiz kalmamaya dikkat etmeliyiz. Günde 15 dakika da olsa güneş görmemiz D vitamini açısından önemli.Trans yağlardan olabildiğince uzak durmalıyız.Bulmaca çözmeli ve çok kitap okumalıyız. Seveceğimiz,yeteneklerimiz doğrultusunda bir hobi edinmeliyiz.