27 Şubat 2015 Cuma

Unutkanlık

 
 

Bu yazıyı yazmak için sayfayı açtığımda; ne yazacaktım diyecek kadar bende de var maalesef.Çağımızın sorunlarından biri de bu. Ben en çok maruz kaldığımız radyasyona bağlıyorum aslında...Televizyon başından kalkıp, bilgisayarın başına geçiyoruz sonra da telefona. İnternete diyalize bağlanır gibi bağlanmış durumdayız. İnternet bağımlılığı diye bir hastalık bile varmış. Etrafınıza bir bakın, artık bizler buluştuğumuzda birbirimizin yüzünden çok telefonlarımıza bakıyoruz. Artık değişti biz insanların değerleri,beklentileri...
 
Unutkanlık çağımız için kaçınılmaz aslında.Bunu nasıl azaltabiliriz diye düşünme peşindeyim açıkçası.Her şeyden evvel telefon, televizyon, bilgisayar üçlüsünü azaltmakla ya da birini bırakmakla başlayabiliriz aslında. Haftanın bir gününü sosyal aktivitelere ayırıp bugün bilgisayarı ve televizyonu açmayacağım diyerek bir deneme yapabiliriz aslında.Vaktimizi daha çok bizi geliştirecek başka etkinliklerle doldurabiliriz. Güzel vakit geçireceğimiz hobi, keşfedeceğimiz farklı mekanlar olabilir elbette. Kitap okumanın unutkanlığa iyi geldiğini düşünerek kitap okumak gerektiğini de söylemeliyim.Hayat koşuşturmacasında yeri geldi sağlığımız dışında her şeye dikkat eder olduk.Bu fastfood furyası da bunun bir parçası aslında...Beslenmemize zihnimizin güçlenmesi için ayrıca dikkat etmemiz gerek. Sağlık her şeyin başında gelir,gelmeli.
 
Peki ne yapabiliriz? Öncelikle beslenmemize dikkat edeceğiz. Balık, ceviz, yaban mersini, tahıl, kırmızı et tüketimi son derece önemli.Hareketsiz kalmamaya dikkat etmeliyiz. Günde 15 dakika da olsa güneş görmemiz D vitamini açısından önemli.Trans yağlardan olabildiğince uzak durmalıyız.Bulmaca çözmeli ve çok kitap okumalıyız. Seveceğimiz,yeteneklerimiz doğrultusunda bir hobi edinmeliyiz.

8 Şubat 2015 Pazar

40 yılın hatırına :)




Bir misafir geldi ya da kendinize bol köpüklü kahve yapmak istediniz.Şekerli istiyorsanız fincanınıza 3 çay kaşığı şeker,orta isterseniz de 1.5-2 çay kaşığı şeker yetiyor.2 çay kaşığı kahve de bir fincan için yeterli.

Önce fincanımı dudak payı kalacak kadar soğuk suyla dolduruyorum.Üzerine şekeri koyup karıştırıyorum.Sonra kahvemi ekleyip kahveyi hafif dağıtıyorum.Ocağın küçük kısmına fincanı yerleştirip altını kısık açıyorum.Hafif köpürmeye başlayınca kapatıyorum.Fincan fazlasıyla sıcak oluyor,bir bezle almanızı tavsiye ederim.

Fincana bir şey olmuyor korkmayın :)Bu tekniği közde pişirerek de yapıyorlar o zaman da fincanlara bir şey olmuyor.Bunun eksi yanı ise 2 den fazla kişiye yapması hem vakit hem doğal gaz açısından sıkıntı olması.Eğer bir ya da iki kişiye yapmak isterseniz kesinlikle denemenizi tavsiye ederim :)


6 Şubat 2015 Cuma

Uzakta Okumak

                               
                       
   

Hayatımızın en zor kararlarından biri; meslek tercihi.İstemediğiniz bir bölüm, hayatınızı sıkıcı hale getirebilir.Onun için bölüm seçerken son derece dikkatli olunmalı.Eğer henüz karar vermediyseniz ya da şüpheleriniz varsa; elinize bir kağıt ve kalem alın ve hayattan beklentilerinizi yazın.Kendinizi nerede görmek istediğinizi,ilgilerinizi,iş ve çalışma koşullarınızı,yakınlık duyduğunuz meslek dallarını iyi ve kötü yanlarını ayırarak karşılaştırın.Bu uygulamadan gerçek manada sonuç alınması için ek olarak araştırma yapılmalı.Yakın bulduğunuz insanlarla istişare yapmanın da faydası dokunacağına inanıyorum.

Ben tercih yaparken bölüm odaklı yaptım.Evimden kilometrelerce ötede bir şehir seçtim.Uzakta okuyacağımı öğrendikten kendimde dahil olmak üzere ailem ve yakın çevrem de endişelenir oldu.Hiç bilmediğim,hiç görmediğim,kültürü farklı,ailemden uzak olmak bir sürü endişenin yanı sıra, kazanmış olmanın mutluluğu araya kaynıyordu :)Bu şehre geldikten sonra bütün endişemin yersiz olduğunu fark ettim.Şehri,ortamını,kültürünü çok ama çok sevdim.Çok güzel arkadaşlıklar ve mekanlar keşfettim.Hiç görmediğim yerleri görmüş ve çok iyi insanlarla tanışmış oldum.Kendi ayaklarım üzerinde durmaya başladım.Ailemin her zaman yanımda olamayacağını ve bazı şeyleri kendi başıma yapmam gerektiğini öğrendim.Bunun beni güçlendirdiğini ve aynı zamanda maneviyatımı artırdığını düşünüyorum.Başım sıkıştığında çıkmaza girdiğimde annemin, babamın da  elinin yetemediği yerler olduğunu anlıyorum ve dualarla ısıtıyorum içimi.Kimsenin olmadığı yerlerde bile rabbim yetiyor rahatlamama...

Hayat bazen hayal dahi edemediğimiz şeyleri mükemmel bir şekilde önümüze seriyor.Siz siz olun mücadele edin,hayallerinizden vazgeçmeyin...


3 Şubat 2015 Salı

Can Bogazdan Gelir#1



Malzemeler
Yarım kilo salamura yaprak
2 bardak kırık pirinç
3-4 tane kuru soğan
Tuz
limon 
Yarım demet maydanoz
Domates salçası 2 kaşık 
Biber salçası yarım kaşık
Limon tozu 
   2 çay bardağı zeytinyağı (1 ç.bardağı içine,1 ç.bardağı dışına)
1 yemek kaşığı nane
 Kaynar su 
Ölçüleri ben minimum olarak verdim siz doğru orantıda artırabilirsiniz*

Yaprakları kaynar suya koyup 2-3 dakika bekletin.O sıra pirinçleri yıkayabilirsiniz.Yaprakları sudan çıkarıp,önce soğanları rendeleyin, sonra maydanozları doğrayın.Pirinçlere,soğanı,maydanozu,salçayı ve üzerine 1 çay bardağı yağ ekleyin, onları da iyice karıştırın.Sonra yârim limonun suyunu, 1 çay kaşığı limon tozu da isteğe göre eklenebilir ve naneyi ilave edin ve iyice karıştırın.
Yapraklara içi fazla gelmeyecek şekilde; yaprağın ebadına göre iç koyup sarın.Tencereye sardıklarınızı dizmeden önce, yırtık yapraklarınızı serin.Sarmaları dizdikten sonra, kaynar suyunuza 1 cay kasigi kadar limon tozu ekleyin, karıştırıp dökün sonra 1 çay bardağı zeytinyağı ekleyin.Üzerini dağılmaması için porselen tabakla kapatabilirsiniz.Kısık ateşte pişirin ve hazır,afiyet olsun :)